19 Aralık 2010 Pazar

giriş-siz


“Suretlerimiz yoktu. İsimlerimiz yoktu. Yazdık, kendimize gölgeler yarattık.”

Güvenilir bilginin yenilip yutulup yok edildiği, insanların internetle nefes aldığı, sanatın hâlâ insanlardan uzakta olduğu, tiyatronun sahneye sıkışıp kaldığı; edebiyatın kitapçılarla ve ‘ölümsüz eserlerden’ yapılan dizilerle sınırlandığı; özgür düşünceye prangaya vurulmak istenen bir ortamın getirdiği doğal bir sonuç gölgesizlik.

‘Güneşin altında söylenmedik söz yok.’ deyişiyle kandırılan insanları uyudukları derin uykudan uyandırmak istedik, bunun için ortaya çıktık. Bugüne kadar söylenen sözlerin sağlıklı doğacağı beklenen ölü çocuklarına karşı bir tepki göstermek istedik. Gösterilen kalıplara uymayan, düşünen, sorgulayan, özgür, çözüm üreten, kendi kabuğundan sıyrılıp insanlıkla bütünleşmiş bir avuç isimsizin oluşturduğu bir gölge oyunu bu. Bu oyunda herkes kendisinin ‘hayali’si. Kimsenin adı yok. Çıktığımız sahnede bizden önce yalnızca isimler gösterilmiş, gölgeler olmamış hiç. Miras olarak aldığımız sahne gölgesiz. Kendi gölgelerimizi yaratmak için koyulduk yola, bunun için başladık yazmaya.

Taraflı, editöryel seçkinin çelik duvarlarla edebiyatı ve düşünceyi sınırladığı anlayışa sert bir eleştiri bu fanzin. İdeallerimiz, ömrümüzden uzun, yaşımız insanlıkla denk. Kendimize ait özgür ve özgün düşünceleri paylaşmak, sessizlerin sesi olmak istedik. Yer altı yöntemini seçtik, söylenmemiş sözlerimizi bağırarak söylemek için. İsimsiziz, kimliksiziz, suretsiziz, hadsiziz, geçimsiziz, düzensiziz, sistemsiziz; ama sessiz değiliz, fikirsiz değiliz, amaçsız değiliz.

Bu fanzini barışa, özgürlüğe ve dünyayı değiştirme inancını yitirmeyenlere adadık.

Gölgesiz Fanzin